"İnsan ta başlangıçtan beri Tanrı ile beraber yaşıyordu": Altay efsaneleri, birçok bölümlerden meydana gelmişlerdi. Bunların, özellikle baş kısımları, genel olarak orijinal idiler. Sonradan bu efsanelere, birçok yeni bölümler eklenmiş ve yeni kompozisyonlar meydana getirilmişti. Bazılarına göre, "İnsanın kendisi bizzat şeytandan başka birşey değildi". Bu sebeple şeytan insanın, insanda şeytanın zaman zaman yerlerine geçiyorlar ve birbirlerini tamamlıyorlardı. Buna rağmen Altay yaratılış destanlarında, "İnsanla yaratıcı Tanrı, hemen hemen, aynı zamanda yaşıyorlardı". İnsanoğlu Altay destanlarına göre Tanrı ile beraber idiler. Bu fikir biraz değişik de olsa, "İslâm tasavvufunda" da vardır. Hacı Bektaş'ı Velî'nin kendisi olduğu söylenen Şirî'nin şu nefesinde, bu fikir çok güzel bir şekilde ifade edilmektedir:
"Cihan varolmadan ketmi ademde,
"Hak ile birlikte yektaş idim ben".
Gerçi bu şiir, tasavvuf edebiyatının güzel bir örneğidir. Fakat ne yapalım ki, insanlığın fikirlerinde de benzeşen ve yakınlaşan birçok noktalar vardı.
"İnsan, Tanrı'yı kıskanıyor ve onunla rekabete girişiyordu":
İnsanoğlu, yalnız Tanrı ile beraber yaşamıyor, aynı zamanda onunla rekabete girişiyordu. Ama Tanrı, ona güzel bir ders vermişti. Bu düşünce, Altay yaratılış destanlarının birinde, çok güzel bir şekilde anlatılıyordu:
Yoktu Tanrının artık başında düşüncesi,
İnsanoğlunun ise durmadı hiç hilesi.
Bir rüzgâr çıkarmıştı suları kaynatarak,
Tanrıyı kızdırmıştı yüzüne sıçratarak.
Sandıki insanoğlu bununla bütün oldum.
Ben çok güçlendim artık Tanrıdan üstün oldum.
Ama nasıl olduysa sulara düştü birden,
Gömüldükçe gömüldü denize daldı hepten.
Tanrıya yalvarmıştı sularda boğulurken,
"Kurtar beri,ey Tanrı", diye bağırır iken.
Tanrı insafa geldi gitmedi üzerine,
Dedi: "Ey insanoğlu çık suların yüzüne!"
Tanrının buyruğu ile insanoğlu kurtuldu.
Gitti Tanrı yanına orada uslu durdu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder